Octavio Paz – Düşler Boyunca Yaratmak
![Kendime Koçluk Kütüphanesi - Octavio Paz - Düşler Boyunca Yaratmak](https://kendimekocluk.com.tr/wp-content/uploads/009-30_06_2022-Octavio-Paz-Dusler-Boyunca-Yaratmak-s_onsoz-1024x1024.jpg)
Kendime Koçluk ™ Kütüphanesi – Octavio Paz – Düşler Boyunca Yaratmak – Ahmet Cemal – Önsöz
Octavio Paz
Ahmet Cemal
Düşler Boyunca Yaratmak – Önsöz
1990 yılı Nobel Edebiyat Ödülü’nün Meksikalı şair ve yazar Octavio Paz’a verilmesi, kanımca – son birkaç on yılda -Camus ve Canetti’nin ardından, çağdaşlığın üçüncü kez bu çapta ödüllendirilmesi oldu. Böyle diyerek öteki Nobel sahibi yazarların çagdaşlıklanı tartışma konusu yapmayı amaçlamıyorum. Ama her alanda oldugu gibi, çağdaşlıktan çagdaşlığa da kimi ayrımlar var; Paz gibileri için, çabalarının dışlaşma biçimleri ne olursa olsun, temel ugraşlarının yukardaki anlamda bir çağdaşlığı yitirmeme oldugu söylenebilir.
Octavio Paz’ın çok sayıdaki denemeleri arasından bu seçmeyi yaparken, yazıları olabildiğince değişik alanlardan almaya özen gösterdim. Bunu yaparken, böylesine çağdaş bir kafanın oluşabilmesi için ne değişik ve ne denli güçlü köklerin gerekli olduğunu biraz olsun sergileyebilmeyi amaçladım. Bu arada ülkemizde üzerinde yıllardır konuşula konuşula, artık neredeyse “ne oldugu pek merak edilmeksizin” bir modaya dönüşmeye yüz tutan ‘Latin Amerika Edebiyatı’ kavramına ilişkin yazılara ağırlık tanıyarak, kavramın uzmanının agzından aydınlanmasını istedim.
Düşler Boyunca Yaratmak Paz’ın bu denemeler toplamına benim bulduğum bir ad. Bu şairden yıllar önce okuduğum ilk dize “düşlerine layık ol!” dizesiydi. O günden bu yana Octavia Paz adı, benim için düşsel tasarımlardan ayrılması olanaksız bir ad olup çıktı. Ancak kitabın adı, yalnızca bir ölçüde kişisel bir yaşantıdan kaynaklanmıyor. Düş ile gerçek, Paz’ın neredeyse bütün eserlerine ortak bir simgenin, bir anlamda belli hesaplaşmanın temsilcileri. ‘Gerçeküstücülük’ başlıklı denemesinde, şu satırlara rastlıyoruz: ..
” İnsan, düşleyen bir varlıktır ve taşıdığı us bile yalnızca bu sürekli düşleme eyleminin biçimlerinden biridir. Aslında düşlemek, kendinin dışına çıkmak, kendini yansıtmak, kendi sınırlarını sürekli aşmak demektir. Tutku
beslediği için, düşleyen bir varlık olarak insan, bütün dünyayı tutkusunun bir görüntüsüne dönüştürme gücüne sahiptir … ”
Paz’ın gerek şiir dünyasında, gerekse felsefesinde, düş, gerçekliklerin bu niteliklerini yitirmeye başladıklarında, yeniden birer gerçeklik olarak doğabilmek için sığındıkları bir evren. Bu nedenle, yaratma eyleminin hep düşler boyunca ilerlemesi, bu eylemin ayaklarını yerden kesecek yerde daha bir yeryüzünden kılabiliyor.
Ahmet Cemal – Önsöz